Türk kuyumculuk sektörü zamanında dünyada birinci sırada yer alıyor.
İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Atayık, yaptığı değerlendirmede, kuyumculuğun 40 bin işletmeyle 250-300 bini doğrudan olmak üzere aileleriyle birlikte 1,5 milyon kişinin ekmek kaynağı olduğunu belirtti.
Kuyumculuğun Kapalıçarşı ekolü ile dünyada üne kavuşan, geliştirdiği özgün eserler ve koleksiyonlarla ekonomiye en çok katma değer yaratan sektör olduğunu belirten Atayık, 27 şubenin ihracat değerinin ise 1,44 dolar olduğunu belirtti. kg başına ihracat ise kg başına 600-700 dolar civarındadır.
Ataık, “Türk kuyumculuk sektörü sipariş tesliminde dünyada birinci, ihracatta dünyada ikinci, üretimde dünya üçüncüsü, pazar payında dünya beşincisi olup, 2019’un üzerinde paya sahiptir. Dünya mücevher pazarının yüzde 7’si. Dünyadaki 208 ülkenin 160’ına ihracat yapan, yıllık 7,5 milyar dolar ihracat yapan, turistik alan satışları, DIR işlemleri ve yurt içi satışlarla yıllık 25 milyar dolar işlem hacmine sahip bir sektördür.
Türkiye’de altının vatandaşlar tarafından yatırım aracı olarak kullanıldığını, bunun devlet tarafından “Cari Hesap” değil, “Finansal Hesap” adı altında takip edilmesi gerektiğini belirten Atayık, şöyle devam etti: Tedarik gerekiyorsa hem yerli üretim hem de yerli üretim. firmalarımız azalacak ve yurt dışında rekabet şansımız azalacak. Ayrıca kota nedeniyle piyasada oluşan çift fiyat, perakende esnafımızı ve altın ve altın takı alışverişi yapan vatandaşlarımızı da olumsuz etkiliyor. Maalesef bu durum vatandaşlarla esnaf arasında fiyat odaklı tartışmaları gündeme getiriyor ve ülkede altın son tüketiciye değerli olarak satılıyor.
Sektörün altın ihtiyacı 270 ton seviyesinde
Ham konumuz kıymetli madenler ve kıymetli taşlar, bunları temin etme yollarımız; Yerli üretim, hurda iadesi ve kalan hammadde ihtiyacı da ithalatla karşılanmaktadır. Ayrıca ithalatın tamamı şubemizle ilgili değildir. Bu iddia da yanlış anlaşılıyor.” Atayık, ”Sektörün yıllık altın ihtiyacı yaklaşık 270 ton. Son 29 yılın istatistiklerine bakıldığında yılda ortalama 160-165 ton altın ithal ediliyor. Türkiye’de madenlerin üretimi 42 ton, hurda getirisi ise 68 ton civarındadır.” dedi.
25 Ağustos’ta Hazine ve Maliye Bakanlığı Bakan Yardımcısı Hafize Gaye Erkan ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Osman Çelik ile yetkililerin katıldığı toplantıda sektör temsilcileri olarak bunları aktardıklarını belirten Atayık, şunları kaydetti: , “Merkez Bankası başkanımız ve bakan yardımcımız konuları çok iyi anlıyor, analiz odaklı bir anlayışa sahipler. Hakikat uygulamalarını hayata geçirme konusunda kararlı olmalarını sağladılar.
Toplantı oldukça verimli geçti. Rahatlama sağlayacak adamları piyasaya sürmekte kararlı olduklarını gördük. Bu konuda olumlu düzenlemeler yapacak bir ekip bekliyoruz. Bu vesileyle Merkez Bankası başkanımıza ve bakan yardımcımıza olumlu yaklaşımlarından dolayı teşekkür ediyorum” dedi. Atayık, Altın Esaslı Muhasebe sisteminin yerini yıllardır bu şubeyi kayıt dışı bırakan Enflasyon Muhasebesi sistemi alsa her şeyin çözüleceğini, o zaman her verinin, her verinin, her bilginin daha net hale geleceğini kaydetti.
Öte yandan Atayık, bir kısım altın ve mücevherat ithalatına uygulanan yüzde 20’lik ek mali yükümlülüğün yerli üretimi ve iç pazarda istihdamı desteklemesi nedeniyle baktıklarını belirterek, “Ancak bugün pek çok firmamızın yakın ilişkileri var. Altın, gümüş takı ve mücevher ithalatı için bizi tercih eden arkadaşlar. coğrafyadaki ülkelere, Balkanlara, Yakın Doğu ve Orta Avrupa’ya ihracat yapmaktadır. Ayrıca ithal ürünler özellikle pazardaki çeşitlilik ve model zenginliği açısından firmalara olumlu katkılar sağlamaktadır. Yüzde 20’lik vergiyle bu fırsat bir anlamda ortadan kalkıyor.”